Zeynep Ağartan

Tüm çalışmanın amacı, insanı bambaşka birine dönüştürmek değil. Olanı tanımak, deneyimin köklerini görmek ve içsel algının değişmesine alan açmak. Duyguların bastırılmadan var olabileceği, savunmaların nedenlerini anlatan bir farkındalık geliştirmek ve her şeyin kökünde duran dengeye yaklaşmak.

 

Dönüşümü, yaşananları “düzeltmek” ya da “hızla değiştirmek” olarak görmek yerine, kişinin kendi ritmini tanımasını ve kendi kaynaklarıyla temas etmesi önceliklendirilir. Dönüşüm burada, başka bir hikâye yaratmaktan çok, mevcut hikâyeyi daha geniş bir perspektiften görebilme kapasitesinde ortaya çıkar.

​​​​

Psikodinamik Bilinçaltı Dönüşüm​

​

Düzenli haftalık çalışmalar dahilinde buluşmalarla, hem haftalık duygu durum düzenlenmesini mümkün kılarken, hem de uzun vadede bilinçsiz, olumsuz travmatik düşünce ve duygularla sarılı zihin alanını, yetişkin/olgun/sakin/olumlu/neşeye açık/regüle bir alana çevirmeyi hedefliyoruz.

 

Her insan, 0-6 ve 6-12 yaşlarında yaşadıkları yüzünden hayatın belli dönemlerinde benzer döngülere düşer. Bu istenmeyen acı içeren döngüleri kırmak için, o döngülere sebep olan travma algısının, davranış kalıplarının ve kişilik sınırlarının dışında da var olma şekillerini zihne öğretiyoruz. Zihin, acıdan korkar ve tam da bu sebeple acıyı, kaygıyı kendine daha çok çeker. Bilinçaltı düzeyde proseslerde, psikanalitik köklere inerek şefkatle travmatik algıyı sağaltıyoruz ve sinir sistemi regülasyonunu bozan negatif kök algıları psikodinamik yetkinlikle ele alarak dönüştürüyoruz ki, kalıcı olarak sinir sistemimiz bir daha o konuyla ilgili tetiklenmeyene dek, öz-regülasyon sağlanabilir ölçüde iç diyaloğu geliştiriyoruz.​

​

Kuantum Dönüşüm​​

​

Akış, düşüncenin tezahür gücünün, "kalp enerjisi" olmadan işlemeyeceğini kurala bağlar. Akışı kalp yönetir. Her iş, her oluşun duygusal bir kaynağı vardır ve insanın yaşadıkları, insanın frekansının bir yansımasıdır. Frekansı yükselen kişinin kaderi bundan olumlu yönde etkilenir. Bu döngüleri kırmak için, gelecek için hayal edebileceği senaryoları geliştirmeyi öğrenmeli ve bilincinin daha stabil bir gerçekliğe uyumlanması adına negatif kök inançları geride bırakmalıdır. Elbette, önce negatif de olsa kişinin kendi iç dinamiklerini olduğu haliyle kabul etmesi olumlu ve şefkatli bir yaklaşım olur. ​