🧩 DEHB, Travma ve Sinir Sisteminin Ritimleri
- Zeynep Ağartan

- 17 Eki
- 4 dakikada okunur
Dikkat Dağınıklığı Değil — Aşırı Yüklenmiş Bir Sinir Sisteminin Hikâyesi

I. Dikkatin Derin Ritmi
Belki sen de fark etmişsindir:Bazen bir şeyle ilgilenmek istersin ama zihnin oradan oraya akar.Bir görevi bitiremeden diğerine geçer, sonra kendine kızarsın.Bazen de tersi olur — bir şeye öyle gömülürsün ki zamanın nasıl geçtiğini anlamazsın.
Bu “dengesizlik”, tembellik ya da iradesizlik değil.Sinir sisteminin ritminin bozulmasıdır.Tıpkı kalp atışı gibi, beynin de bir tempo, bir “ritmik uyarılma” kapasitesi vardır.Dikkat, o ritmin bir ürünüdür.
Araştırmalar, DEHB’de beynin dikkatini ayarlayan devrelerin — özellikle prefrontal korteks, striatum, amigdala, insula ve serebellumun — kendi aralarında senkronizasyonu (eşzamanı) kaybettiğini gösteriyor (Bush et al., 2005; Schmahmann, 2019).Yani beyin, hem “gaz” hem “fren” sistemini aynı anda koordine etmekte zorlanıyor.Bir an fazla hız, bir an donukluk. Bir an hiperfokus, bir an boşluk.
Bu salınımın içinde dikkat, bir hedef değil — bir denge arayışı haline geliyor.
II. Travma: Sinir Sisteminin Kayıt Cihazı
Travma kelimesini çoğumuz “büyük olaylar”la ilişkilendiririz — kazalar, kayıplar, savaşlar.Oysa sinir sistemi için travma, “taşıyamadığı bir deneyim”dir.Bu deneyim bazen çok sessizdir:Bir çocuğun duygusunu kimsenin fark etmemesi, sürekli eleştirilmesi ya da fazla sorumluluk yüklenmesi gibi.
Beden bu anlarda alarmda kalır, beyin “tehlike sinyallerine” öncelik vermeye başlar.Amigdala devreye girer, kalp atışı hızlanır, kaslar gerilir, nefes sığlaşır.Bu döngü yeterince uzun sürerse, sistem o hali “normal” sanır.
Ve işte burada DEHB ile travma birbirine karışır:Sinir sistemi artık “güvende olmayı” değil, “tehlikeyi hızlı fark etmeyi” öğrenmiştir.Dikkat, merakın değil, hayatta kalma refleksinin hizmetindedir.
Gabor Maté’nin sözleriyle:
“DEHB bir bozukluk değil, bir adaptasyondur — ama artık işe yaramayan bir adaptasyon.”(Scattered Minds, 2000)
III. Nörofizyolojiyle Duygular Arasında: Regülasyonun Üç Dalgası
1️⃣ Stabilizasyon – Güvenin Bedensel Hali
Regülasyonun ilk adımı “sakinleşmek” değil, bedenin güveni yeniden hissetmesidir.Sinir sistemi bunu vagus siniri aracılığıyla yapar — kalp, nefes ve yüz kaslarıyla beyne güven sinyali gönderir (Porges, 2011).Bu yüzden yavaş nefes, göz teması, nazik ses tonu işe yarar.Hepsi vagusu aktive eder, beyne “şu an tehdit yok” mesajı taşır.
Travma kökenli DEHB’de bu sistem genellikle aşırı hassastır; küçük stresörler bile “yangın var” zili çalar.Stabilizasyon, o zili kısmak değil; yangının geçtiğini sinir sistemine öğretmektir.
2️⃣ İşleme – Duyguların Yeniden Kodlanması
Travmatik anılar “geçmişte” kalmaz; bedensel hafızada titreşim olarak yaşar.Bir koku, ses ya da yüz ifadesiyle tetiklenebilirler.Bu noktada beyin, yeniden aynı bedensel tepkiyi üretir: kas gerilmesi, kalp çarpıntısı, düşünce dağılması.
Ama artık farkındalıkla yaklaşmak mümkündür.Duyguyu bastırmadan, ama taşmadan hissetmek — buna titrasyon (dozlu hissetme pratiği) denir.Peter Levine bunu “dalgayı hisset, ama dalganın seni yutmasına izin verme” diye anlatır (In an Unspoken Voice, 2010).
Sinir sistemi, dozlu biçimde hisle temasta kaldığında, beyin yeni bağlantılar kurar.Bu sürece yeniden pekiştirme (reconsolidation) denir — yani anı, yeni bir güven duygusuyla birlikte yeniden kodlanır (Nader et al., 2000).Beyin “Artık tehlike geçti” mesajını yalnızca düşünerek değil, bedenle hissederek öğrenir.
3️⃣ Entegrasyon – Ritmin Geri Dönüşü
Entegrasyon (bütünleşme), travmanın ardından gelen “yeniden senkronizasyon” dönemidir.Kişi yalnızca daha sakin değil, daha bütün hisseder.Duygular gelir, gider; dikkat artık sadece savunmada değil, yön bulma işlevindedir.
Bu aşamada, sinir sisteminin farklı katmanları — prefrontal korteks (planlama), insula (bedensel farkındalık), serebellum (zamanlama) — tekrar uyum içinde çalışmaya başlar.Zaman hissi geri gelir.Ve kişi fark eder:
“Ben dikkatimi kaybetmiyordum, dikkatim sürekli tehlikeyi tarıyordu. Şimdi güveni hissedebiliyorum.”
IV. Dikkati Yeniden Öğrenmek: Bedenle Uyumlu Küçük Pratikler
Bu kısımda “protokol” değil, “ritmik farkındalık” önerileri bulacaksın.Kural değil; sinir sistemine yumuşak rehberlik.
Gözlerini sabitlemeden bak.Etrafına yavaşça bak: duvar, ışık, tavan... Gözlerin yumuşasın.Görmek, beynin güven hissini başlatır.(Oryantasyon egzersizi – yönelim farkındalığı; Porges, 2011)
4 saniye al – 6 saniye ver.Zihni değil, ritmi düzenler.(Vagal ton artışı – kalp ritmiyle nefesin uyumlanması; Lehrer et al., 2000)
Mini duraklamalar yarat.Bir maili bitirdin, bir kahve yudumla.Beyin, “bitti” hissini yaşadığında dopamin dengelenir.(Ödül tahmin döngüsü – reward prediction loop; Volkow, 2012)
Duygunun yerini bul.“Şu an bu öfke nerede hissediliyor?”Bu soru, amigdalanın yükünü prefrontal kortekse taşır.(Duygu düzenleme kuramı – Emotion Regulation Theory; Gross, 2015)
Bir ses ya da müzikle ritim tut. Serebellum ve korteks, ritmik girdilerle senkron olur.(Nöromüzik terapisi – Neurologic Music Therapy; Thaut, 2010)
V. DEHB’li Zihnin Değeri: Hız, Merak ve Empati
Bazen kendini “fazla” hissedebilirsin — fazla hızlı, fazla duygusal, fazla tepkisel.Ama o fazlalık, sinir sisteminin derin duyarlılığından doğar.DEHB’li zihin, çevresini diğerlerinden önce hisseder.Bu, travma sonrası bir adaptasyon olarak başlamış olabilir;ama farkındalıkla çalışıldığında, yaratıcılık ve sezgiye dönüşür.
Regülasyonun amacı seni “yavaşlatmak” değil; ritmini sana ait hale getirmek.Kendini suçlamadan, yargılamadan, ama sistemini tanıyarak.
Çünkü beyin yalnızca bilgiyle değil, şefkatle de değişir. Allan Schore’un (2012) dediği gibi:
“Sinir sistemi, ilişkisel bir organdır — şefkatle şekillenir, yargıyla kapanır.”
VI. Son Söz: Dikkat Bir Işık Değil, Bir Nefestir
Dikkat, bir çizgi değil; bir dalgadır.Zaman zaman kabarır, zaman zaman çekilir.Travma, o dalganın ritmini bozmuş olabilir.Ama sinir sistemi, ritim bulmayı unutmaz — yalnızca hatırlamaya ihtiyaç duyar.
Bir gün fark edeceksin:Odaklanabildiğin anlar artıyor. Duygular daha taşınabilir, ilişkiler daha nefes alır halde.Ve zihninde sessizlik değil, uyumlu bir tempo doğuyor.
Kaynaklar
Arnsten, A.F.T. (2009). The Emerging Neurobiology of Attention Deficit Hyperactivity Disorder: The Key Role of the Prefrontal Association Cortex. Neuropsychopharmacology, 34, 105–118.
Bush, G., Valera, E.M., Seidman, L.J. (2005). Functional Neuroimaging of Attention-Deficit/Hyperactivity Disorder: A Review and Suggested Future Directions. Biological Psychiatry, 57(11), 1336–1343.
Maté, G. (2000). Scattered Minds: A New Look at the Origins and Healing of Attention Deficit Disorder. Penguin.
McEwen, B.S., Sterling, P. (2015). Allostasis and Allostatic Load: Implications for Neuropsychology.
Nader, K., Schafe, G.E., LeDoux, J.E. (2000). Fear Memories and Reconsolidation. Nature, 406(6797), 722–726.
Porges, S.W. (2011). The Polyvagal Theory. Norton.
Schore, A.N. (2012). The Science of the Art of Psychotherapy. Norton.
Thaut, M. (2010). Rhythm, Music, and the Brain. Routledge.
Volkow, N.D. (2012). Dopamine and Reward Circuitry in ADHD. JAMA Psychiatry, 69(9), 983–990.
Levine, P. (2010). In an Unspoken Voice: How the Body Releases Trauma and Restores Goodness. North Atlantic Books.
Gross, J.J. (2015). Emotion Regulation: Current Status and Future Prospects. Psychological Inquiry, 26(1), 1–26.



Yorumlar