Sağlıklı Narsisizm
- Zeynep Ağartan

- 8 Tem
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 14 Tem

Eckhart Tolle'ü tam olarak anlamakta zorlanıyoruz.Onun anlattıkları zihnimizde sürekli kavramsallaştırmaya ve sınıflandırmaya alışmış yapımıza meydan okuyor. Aslında mesele Tolle'nin öğretilerinin karmaşıklığı değil, zihnimizin her şeyi kalıplara sokma eğiliminden kaynaklanıyor. Tolle'nin mesajı tam da zihnin bu eğiliminin ötesine geçmek üzerine kurulu (Tolle, 2004).
Bugün 77 yaşında olan Eckhart Tolle, hâlâ genç, dingin ve sağlıklı görünmesiyle hayranlık uyandırıyor. Bu görünümünün ardında yatan sır, onun sürekli vurguladığı “anda kalmak” ve egonun tuzaklarına düşmemekle ilgili öğretileridir. Ona göre ego, kendimizi dış dünyadaki koşullara bağımlı kılar ve içsel huzurumuzu sürekli tehdit eder (Tolle, 1999).
Tolle ne başkalarına bağımlı bir değer sistemi oluşturmuş, ne de sadece kendisine odaklanarak yaşayan bir kişi. O, yaşamın merkezindedir ve bu merkezlilik, dengeli bir öz değer anlayışını temsil eder. Psikolog Craig Malkin’in tanımladığı şekliyle bu duruma sağlıklı narsisizm deniyor (Malkin, 2015). Sağlıklı narsisizm, kendini olduğundan fazla büyütmeden, dış onaya ihtiyaç duymadan, kişinin kendini değerli hissetmesi ve bunu çevresine de yansıtmasıdır. Bu durum, başkalarını küçümsemek ya da aşırı değer vermek yerine, insanlarla gerçek bir eşitlik anlayışına dayanır.
Çoğumuz yaşamımızda diğer insanlara gereğinden fazla önem atfederiz. Başkalarını yüceltirken, kendimizi onların yanında küçük ve eksik hissederiz. Psikanalizin deyimiyle bu, içimizdeki aşağılık kompleksini besleyen bir tutumdur (Adler, 2013). Aslında bu kompleks, bizim dış onaydan beslenen ve sürekli kendini kanıtlama ihtiyacı hisseden egomuzdan kaynaklanır. Herkes eşit derecede değerliyse, nasıl olur da biri diğerinden daha değerli olabilir ki?
Eckhart Tolle ise bu döngüden kurtulmuş gibi görünür. Onun öğretilerinde hepimizin eşit derecede değerli olduğu ve gerçek değerin dışarıda değil, içimizde olduğu vurgulanır. Benim ifade ettiğim şekliyle “Önem, değerin gölgesidir.” Gerçek değer ise bizim varoluşumuzun özündedir ve dışarıdan herhangi bir onaya ihtiyaç duymaz.
Psikodinamik açıdan baktığımızda ise şunu fark ederiz: Hepimiz—Eckhart Tolle hariç—bilinçdışı düzeyde önceki kuşakların travmalarını ve çözülmemiş meselelerini içimizde taşırız. Aslında yapmamız gereken ekstra bir çaba değil, sadece bu aktarılan deneyimleri fark etmek, içsel düzeyde bunları anlamlandırmak ve buradan kendimiz için derin dersler çıkarmaktır (Hellinger, 1998). Tolle bu yüklerden kurtulmuş, kendini içsel bir özgürlük ve bütünlük alanına taşımıştır.
Tolle’nin merkezinde kalma pratiği ve sağlıklı narsisizm anlayışı, aslında yalnızca kişisel bir farkındalık değil, aynı zamanda kuşaklararası bilinçdışı etkileri aşmanın bir yolu gibidir. Kendi içsel deneyimimizi kavradığımızda, hem aile tarihimizden hem de kültürel kalıplardan gelen yükleri tanıyıp geride bırakabiliriz. Bu yüzden onun öğretisinde bireysel farkındalık ile kolektif farkındalık bir arada yürür. Böylece Tolle’nin bakış açısı, hem psikodinamik hem de varoluşçu bir derinliğe kavuşur.
Eckhart Tolle’nin yaşam biçimi ve öğretileri bize şunu söyler: Sağlıklı narsisizm, kendini sevme ve merkeze alma halidir. Bu, dış faktörlerden bağımsız olarak gerçek özdeğeri içimizde bulabilmeyi sağlar. Belki de yaşamın bize öğrettiği en büyük ders, dışarıdaki onaya ihtiyaç duymadan, içten bir huzur ve sevgiyle kendi merkezimizde kalmayı başarmaktır.
Referanslar:
Adler, A. (2013). Understanding Human Nature. Martino Fine Books.
Hellinger, B. (1998). Love's Hidden Symmetry: What Makes Love Work in Relationships. Zeig, Tucker & Co.
Malkin, C. (2015). Rethinking Narcissism: The Secret to Recognizing and Coping with Narcissists. Harper Wave.
Tolle, E. (1999). The Power of Now: A Guide to Spiritual Enlightenment. New World Library.
Tolle, E. (2004). A New Earth: Awakening to Your Life's Purpose. Penguin Books.



Yorumlar